Gürpınar'da Okul Önünde Hitap Eden bir Konuşmacı. 1960'lı Yıllar.
1960'lı Yıllar. Gürpınar'da, Okul önünde hitap eden bir konuşmacı. Arkada, camdaki "Daima beraberiz" yazısı dikkat çekici...
Beylikdüzü bugün modern silueti ile zihinlerde İstanbul’un nispeten yeni bir yerleşim bölgesi gibi yer etse de, aslında tarihi yüzlerce, hatta binlerce yıl geriye uzanıyor. Bugünkü Beylikdüzü bölgesini keşfedenlerin İstanbul’un ilk sakinleri Yarımburgaz ahalisi olduğu tahmin ediliyor. Bölgede ilk kez onlar taşı üst üste koymuş, ilk köyü onlar inşa etmiş, göle ilk ağ salan ve kıyıdan ilk sandalla açılan da onlar olmuş.
Geçmişin izini süren tarihçilerin araştırmasına göre, bölgemizde daha sonra Traklar yaşamış. Öyle ki, ilçemizin doğusundaki Yakuplu mahallemizin eski adı Trakatya. Balkan içlerinden İstanbul’a giden yol üzerinde bulunan Beylikdüzü, İstanbul’u fethetme hayaliyle yola çıkan kavimlerin atlı savaşçılarına da güzergâh olmuş. Atilla önderliğindeki Hun ordusu, Avar birlikleri ve Peçenekler, İstanbul’u kuşatmak üzere düzenledikleri seferlerde buradan geçmişler.
Deniz ve ormanın iç içe olması nedeniyle çok canlı bir yaban hayatını barındıran Beylikdüzü, temiz havası, suyu ve bereketli toprakları ile hem Bizans hem de Osmanlı döneminde, saraylıların ve bürokratların ilgisini çekmiş. Bizans imparatorları ve soyluların yazlıklarına ev sahipliği yapan bölgeyi avlak olarak kullanan Osmanlı da burada yazlık köşkler inşa etmiş. Osmanlı’da modern tarım aletleri ilk kez Beylikdüzü’ndeki bir çiftlikte kullanılmış. Yakuplu’daki Angurya Çiftliği ise Osmanlı’nın son dönemlerinde düzenlenen av şenliklerinde, pek çok paşayı ve tabii Mustafa Kemal Atatürk’ü ağırlamış. Atatürk kimi zaman da günübirlik geldiği Yakuplu’daki köy kahvesinde Rumelili hemşehrileriyle oturup uzun uzun sohbet edermiş.
Dalyanlarla bezeli Beylikdüzü kıyıları ise özellikle tekir, barbunya ve kılıç avlayan balıkçılarıyla uzun yıllar İstanbul’un balıkhanesiydi. Ülkemizde bir balıkçılık politikası oluşturulmasını sağlayarak Türk balıkçılığına hizmet eden Ali Tansever de Gürpınar’da yaşamış, bölgemiz insanına iş imkân yaratmıştır.
1960’lardan itibaren göç arttıkça nüfusu da hızla artan İstanbul’da, kentin imarıyla ilgilenenlerin dikkatini çeken yerlerden biri de Beylikdüzü oldu ve zaman içinde bugünkü görünümüne kavuştu.
Değerli dostlarım; Kent tarihi ve kültürünü korumak, sahip olduğumuz zengin mirası kayda geçirmek önceliklerimiz arasında yer alıyor. Beylikdüzü Kent Beleği ile birlikte toplumsal hafızayı oluşturmak, Beylikdüzü’nün bugüne geliş hikayesini anlatmayı amaçladık.
Sevgi ve saygılarımla
Mehmet Murat Çalık
Beylikdüzü Belediye Başkanı
